bitty
Örnekler
She planted bitty flowers along the edge of the garden path.
Bahçe yolunun kenarına minik çiçekler dikti.
The bitty kitten fit perfectly in the palm of her hand.
Minicik yavru kedi avucunun içine mükemmel bir şekilde sığıyordu.
02
parçalı, dağınık
containing many small or fragmented pieces or parts that don’t fit together well
Örnekler
The novel 's plot felt bitty, as it jumped between multiple storylines without clear connections.
Romanın konusu parçalı hissettirdi, çünkü açık bağlantılar olmadan birden fazla hikaye arasında atlıyordu.
Her presentation was bitty, with disjointed slides and random facts thrown in.
Sunumu parçalı idi, birbirinden kopuk slaytlar ve rastgele gerçeklerle doluydu.
Leksikal Ağaç
bitty
bit
