Bitterness
01
acılık
the sharp and unpleasant taste often found in coffee, dark chocolate, or certain vegetables
Örnekler
The bitterness of the black coffee lingered on her palate.
Siyah kahvenin acılığı damağında kaldı.
The baker balanced the sweetness of the cake with a hint of bitterness from cocoa.
Fırıncı, pastanın tatlılığını kakao'nun acılığı ile dengeledi.
02
acı, kin
a feeling and attitude of resentment or hostility towards others, often stemming from past experiences of pain, betrayal, or disappointment
Örnekler
The bitter argument between friends left a lingering sense of bitterness that strained their relationship.
Arkadaşlar arasındaki acı tartışma, ilişkilerini zorlayan kalıcı bir acı hissi bıraktı.
Her bitterness toward the unfair treatment at work fueled her determination to seek justice and advocate for change.
İş yerindeki adaletsiz muameleye karşı kızgınlığı, adalet arama ve değişim savunuculuğu yapma kararlılığını körükledi.
Leksikal Ağaç
bitterness
bitter
