tremendously
01
çok, son derece
to a large amount, intensity, or degree
Örnekler
Costs vary tremendously depending on where you live.
Maliyetler, yaşadığınız yere göre büyük ölçüde değişir.
The weather has improved tremendously over the past few days.
Hava son birkaç gündür muazzam bir şekilde iyileşti.
1.1
mükemmel bir şekilde
in a way that is exceptionally good, skillful, or impressive
Örnekler
Daniel played tremendously throughout the entire tournament.
Daniel, turnuva boyunca muhteşem bir şekilde oynadı.
You handled that situation tremendously.
Bu durumu müthiş bir şekilde hallettin.
Leksikal Ağaç
tremendously
tremendous
