tidy
ti
ˈtaɪ
tay
dy
di
di
British pronunciation
/tˈa‌ɪdi/

"tidy"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

tidy
01

düzenli

having a clean and well-organized appearance and state
tidy definition and meaning
example
Örnekler
She kept her desk tidy by clearing away clutter and organizing papers into folders.
Dağınıklığı temizleyerek ve kağıtları klasörlere düzenleyerek masasını düzenli tuttu.
The neatly made bed gave the room a tidy and inviting appearance.
Düzgün yapılmış yatak, odaya düzenli ve davetkar bir görünüm verdi.
02

temiz ve düzenli

well-groomed, neat, and styled in an organized and deliberate manner
03

önemli, büyük

large in amount or extent or degree
04

düzenli, titiz

(of a person) keeping things clean, organized, with everything is in its proper place
example
Örnekler
She is a tidy person who always keeps her desk clean.
O, her zaman masasını temiz tutan düzenli bir kişidir.
They are very tidy, making sure everything is in its place at home.
Onlar çok düzenli, evde her şeyin yerli yerinde olduğundan emin oluyorlar.
to tidy
01

derleyip toplamak

to organize a place and put things where they belong
to tidy definition and meaning
example
Örnekler
She decided to tidy her room before her friends came over to visit.
Arkadaşları ziyarete gelmeden önce odasını düzenlemeye karar verdi.
Every Saturday, he makes it a point to tidy up the living room and organize the clutter.
Her cumartesi, oturma odasını düzenlemeyi ve dağınıklığı organize etmeyi kendine iş edinir.
Tidy
01

dikiş kutusu, dikiş çantası

receptacle that holds odds and ends (as sewing materials)
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store