tangled
01
dolaşık, karmaşık
in a confused mass
02
dolaşık, karmaşık
complicated or entangled in a way that makes something difficult to unravel or understand
Örnekler
The tangled mess of wires was hard to sort out.
Karmaşık kablo yığını çözülmesi zordu.
His tangled explanation only confused everyone more.
Onun karmaşık açıklaması herkesi daha da çok şaşırttı.



























