surpassingly
01
olağanüstü, dikkat çekici bir şekilde
in a manner that is better, greater, or more remarkable than usual
Örnekler
The view from the mountaintop was surpassingly beautiful, unlike anything she had ever seen.
Dağın zirvesinden manzara olağanüstü güzeldi, daha önce gördüğü hiçbir şeye benzemiyordu.
His talent for music was surpassingly impressive, even among the most skilled musicians.
Müzik yeteneği, en yetenekli müzisyenler arasında bile olağanüstü derecede etkileyiciydi.



























