stylishly
01
şık bir şekilde
in a manner that reflects a sense of fashion, elegance, or sophistication
Örnekler
He arrived stylishly in a tailored velvet blazer and polished shoes.
Dikilmiş kadife bir ceket ve cilalı ayakkabılarla şık bir şekilde geldi.
The living room was stylishly furnished with mid-century pieces.
Oturma odası, yüzyıl ortası parçalarla şık bir şekilde döşenmişti.
1.1
şık bir şekilde, zarafetle
in a way that displays finesse, flair, or sophistication in execution
Örnekler
The novel opens stylishly with a gripping, poetic first line.
Roman, büyüleyici ve şiirsel bir ilk cümleyle şık bir şekilde başlıyor.
He stylishly maneuvered the car through the winding mountain road.
O, dolambaçlı dağ yolunda arabayı şık bir şekilde kullandı.
Leksikal Ağaç
stylishly
stylish
style



























