spent
Örnekler
After hours of intense work, she was mentally spent and needed some time to unwind.
Saatlerce süren yoğun çalışmanın ardından, zihinsel olarak tükenmişti ve biraz dinlenmeye ihtiyacı vardı.
The intense workout routine left the athletes physically spent but satisfied with their efforts.
Yoğun antrenman rutini, sporcuları fiziksel olarak tükenmiş ama çabalarından memnun bıraktı.
02
tükenmiş, bitmiş
consumed entirely until nothing serviceable remains
Örnekler
A spent battery expanded slightly, its chemical energy fully drained.
Tükenmiş bir pil hafifçe genişledi, kimyasal enerjisi tamamen bitti.
The spent fireworks left only sulfur and paper scraps behind.
Tüketilmiş havai fişekler geride yalnızca kükürt ve kağıt parçaları bıraktı.
Leksikal Ağaç
unspent
spent
spend



























