Serendipity
01
şans eseri bulma
the fact of accidentally experiencing or discovering something that is pleasant or valuable
Örnekler
Finding that quaint little bookstore on our vacation was pure serendipity.
Tatilimizde o şirin küçük kitapçıyı bulmak tam bir serendipity idi.
Their meeting at the café was a moment of serendipity that led to a lifelong friendshiThe unexpected reunion with an old friend at the airport was a delightful serendipity.p.
Kafedeki buluşmaları, ömür boyu sürecek bir arkadaşlığa yol açan bir serendipite anıydı. Havalimanında eski bir arkadaşla beklenmedik bir şekilde karşılaşmak hoş bir serendipiteydi.
