Screaming
01
çığlık, bağırma
a loud, high-pitched shout or sound, often expressing fear, pain, or excitement
Örnekler
The screaming of the crowd drowned out the speaker.
Çığlıklar kalabalığın konuşmacının sesini bastırdı.
She woke up from a nightmare with a screaming that scared her family.
Bir kabustan, ailesini korkutan bir çığlık ile uyandı.
02
çığlık, bağırma
a high-pitched noise resembling a human cry
screaming
01
çığlık atan, bağıran
having a loud and sharp sound
Örnekler
The screaming sirens of the ambulance startled everyone.
Ambulansın çığlık atan sirenleri herkesi ürküttü.
The screaming guitar solo electrified the crowd.
Çığlık atan gitar solosu kalabalığı elektriklendirdi.
02
çığlık atan, bağıran
so extremely intense as to evoke screams
03
bağıran, kahkaha dolu
marked by or causing boisterous merriment or convulsive laughter
Leksikal Ağaç
screaming
scream
