to rest on
01
dayanmak, bağlı olmak
to be influenced based on a thing or person's actions or existence
Transitive: to rest on sth
Örnekler
The success of the project rests on the collaborative efforts of the entire team.
Projenin başarısı, tüm ekibin işbirliği çabalarına dayanır.
The accuracy of the scientific findings rests on the precision of the experimental methodology.
Bilimsel bulguların doğruluğu, deneysel metodolojinin hassasiyetine dayanır.
02
dayanmak, temellendirmek
to have as a foundation or to be based on a particular idea, concept, principle, or condition
Transitive: to rest on a concept or principle
Örnekler
The decision to invest in renewable energy sources rests on the commitment to sustainability and environmental responsibility.
Yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapma kararı, sürdürülebilirliğe ve çevresel sorumluluğa olan bağlılık üzerine kuruludur.
The architectural design of the building rests on principles of modern minimalism and sustainable materials.
Binanın mimari tasarımı, modern minimalizm ve sürdürülebilir malzemelerin ilkelerine dayanmaktadır.
