to reinstate
01
haklarını iade etmek
to restore someone or something to a previous state or position, especially after a temporary suspension or removal
Transitive: to reinstate sb/sth
Örnekler
After a thorough investigation, the company decided to reinstate the employee to his previous position.
Kapsamlı bir soruşturmanın ardından şirket, çalışanı önceki pozisyonuna geri getirmeye karar verdi.
The school board voted to reinstate the popular extracurricular program that had been temporarily suspended.
Okul yönetimi, geçici olarak askıya alınmış olan popüler ders dışı programı yeniden yürürlüğe koymak için oy kullandı.
02
eski hale getirmek
to restore something to its former state or condition
Transitive: to reinstate sth
Örnekler
After repairs, they reinstated the bridge for public use.
Onarımlardan sonra, köprüyü halkın kullanımı için eski haline getirdiler.
Efforts are being made to reinstate the cultural traditions that had been lost.
Kaybolmuş olan kültürel gelenekleri yeniden tesis etmek için çabalar sarf ediliyor.
Leksikal Ağaç
reinstatement
reinstate
