to reinforce
01
sağlamlaştırmak
to strengthen a substance or structure, particularly by adding extra material to it
Transitive: to reinforce a substance or structure
Örnekler
The builder decided to reinforce the foundation of the house by adding additional support beams.
İnşaatçı, ek destek kirişleri ekleyerek evin temelini güçlendirmeye karar verdi.
To withstand heavy use, the backpack was reinforced with extra stitching and durable fabric.
Yoğun kullanıma dayanabilmesi için sırt çantası ek dikişler ve dayanıklı kumaşla güçlendirildi.
02
pekiştirmek, güçlendirmek
to enhance or make something more effective by providing additional resources, encouragement, or positive feedback
Transitive: to reinforce sth
Örnekler
The teacher praised good behavior in class to reinforce it.
Öğretmen, sınıfta iyi davranışı pekiştirmek için övdü.
Managers give positive feedback to reinforce good work habits.
Yöneticiler, iyi çalışma alışkanlıklarını pekiştirmek için olumlu geri bildirim verir.
Leksikal Ağaç
reinforced
reinforcement
reinforcer
reinforce
