regularly
Örnekler
The committee meets regularly, on the first Monday of every month.
Komite, her ayın ilk pazartesi günü düzenli olarak toplanır.
She exercises regularly, three times a week without fail.
O, düzenli olarak, haftada üç kez hiç aksatmadan egzersiz yapar.
Örnekler
They regularly dine at that Italian restaurant.
O İtalyan restoranında düzenli olarak yemek yerler.
He regularly volunteers at the animal shelter.
O, hayvan barınağında düzenli olarak gönüllü olur.
03
düzenli olarak, belirli aralıklarla
at fixed intervals or arranged with uniform spacing
Örnekler
The trees were planted regularly along the path, exactly five meters apart.
Ağaçlar yola boyunca düzenli bir şekilde, tam olarak beş metre arayla dikilmişti.
The city 's regularly spaced streetlights provided consistent illumination.
Şehrin düzenli aralıklarla yerleştirilmiş sokak lambaları tutarlı bir aydınlatma sağladı.
Örnekler
This model is regularly priced at $ 200, but it's on sale today.
Bu model normalde 200 $ fiyatında, ancak bugün satışta.
The café regularly closes at 8 PM, but stays open later on weekends.
Kafe genellikle saat 20:00'de kapanır, ancak hafta sonları daha geç saatlere kadar açık kalır.
05
düzenli olarak
(grammar) conforming to the usual rules of word formation
Örnekler
" Walked " is a regularly inflected past-tense verb.
Düzenli olarak, olağan kurallara göre çekilmiş bir geçmiş zaman fiilidir.
In English, most plural nouns are formed regularly by adding -s or -es.
İngilizcede, çoğul isimler düzenli olarak -s veya -es eklenerek oluşturulur.
Leksikal Ağaç
irregularly
regularly
regular



























