refreshingly
01
ferahlatıcı bir şekilde, canlandırıcı bir biçimde
in a way that makes one feel less tired or more energetic
Örnekler
The cool breeze and sunshine were refreshingly uplifting after a long day.
Serin esinti ve güneş, uzun bir günün ardından ferahlatıcı şekilde canlandırıcıydı.
A cold glass of water can be refreshingly hydrating on a hot day.
Sıcak bir günde soğuk bir bardak su ferahlatıcı bir şekilde nemlendirici olabilir.
02
ferahlatıcı bir şekilde, tazeleyici bir biçimde
in a pleasantly novel manner
Leksikal Ağaç
refreshingly
refreshing
refresh



























