barefaced
01
yüzsüz, arsız
openly and shamelessly done, without trying to hide the truth or wrongdoing
Örnekler
It was a barefaced lie, and everyone in the room knew it.
Bu apaçık bir yalandı ve odadaki herkes bunu biliyordu.
The politician made a barefaced attempt to take credit for someone else's work.
Politikacı, başkasının işini sahiplenmek için yüzsüz bir girişimde bulundu.
02
yüzsüz, arsız
showing boldness in behavior, disregarding social rules, politeness, or moral restraint
Örnekler
His barefaced arrogance shocked the entire committee.
Onun yüzsüz küstahlığı tüm komiteyi şok etti.
She made a barefaced demand that no one would usually dare.
O, normalde kimsenin cesaret edemeyeceği yüzsüz bir talep yaptı.
Leksikal Ağaç
barefacedly
barefaced
