barefooted
Örnekler
She walked barefooted across the dewy grass at sunrise.
Gün doğumunda çiy kaplı çimenlerin üzerinden çıplak ayakla yürüdü.
The children ran barefooted through the shallow stream, laughing loudly.
Çocuklar, sığ derede çıplak ayakla koşarak yüksek sesle güldüler.
barefooted
01
yalınayak, ayakkabısız
having no shoes, socks, or other coverings on the feet
Örnekler
A barefooted child darted across the yard, giggling as he ran.
Çıplak ayaklı bir çocuk bahçeyi koşarak geçti, koşarken gülüyordu.
The barefooted hikers winced as they stepped onto the gravel path.
Çıplak ayaklı yürüyüşçüler, çakıl yoluna bastıklarında acı içinde kıvrandılar.
