radiance
ra
ˈreɪ
rey
diance
ˌdiəns
diens
British pronunciation
/ɹˈe‍ɪdi‍əns/

"radiance"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

Radiance
01

parlaklık

a happy, glowing look from being really healthy and feeling great on the inside
radiance definition and meaning
example
Örnekler
Regular exercise and laughter kept her radiance undimmed well into her senior years.
Düzenli egzersiz ve kahkaha, yaşlılık yıllarında bile onun parıltısını solmamış tuttu.
Practicing mindfulness daily helped maintain her natural radiance through life's stresses.
Günlük farkındalık pratiği, hayatın stresleri boyunca onun doğal parıltısını korumasına yardımcı oldu.
02

radyasyon, parıltı

the measure or emission of electromagnetic energy from a surface or point, often perceived as visible light or brightness
example
Örnekler
The instrument recorded the radiance emitted by the sun's surface.
Alet, güneşin yüzeyinden yayılan radyansı kaydetti.
Scientists measured the radiance of the star to estimate its temperature.
Bilim insanları, yıldızın sıcaklığını tahmin etmek için parlaklığını ölçtü.
03

parıltı, ışıltı

the quality or state of emitting light, brightness, or a glowing aura
example
Örnekler
The radiance of the morning sun glistened off the surface of the lake.
Sabah güneşinin parıltısı gölün yüzeyinde parlıyordu.
Pale moonlight cast a delicate radiance across the nocturnal garden.
Soluk ay ışığı, gece bahçesine narin bir parıltı yayıyordu.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store