balmy
Örnekler
The balmy breeze rustled the leaves, bringing a sense of tranquility to the garden.
Ilık esinti yaprakları hışırdattı, bahçeye bir huzur duygusu getirdi.
As the sun set, the balmy evening invited residents to stroll along the beach in comfortable warmth.
Güneş batarken, ılık akşam, sakinleri rahat bir sıcaklıkta sahilde yürümeye davet etti.
02
kaçık, tuhaf
eccentric, irrational, or mentally unsound in a harmless or whimsical way
Örnekler
He 's a bit balmy, always talking to his plants.
O biraz çatlak, her zaman bitkileriyle konuşuyor.
Do n't mind her — she gets a little balmy when she's tired.
Ona aldırma—yorgun olduğunda biraz çatlak olur.
Leksikal Ağaç
balmily
balminess
balmy
balm



























