practically
Örnekler
After months of practice, she was practically fluent in the new language.
Aylarca pratik yaptıktan sonra, yeni dilde neredeyse akıcıydı.
The project was practically finished; only a few details remained.
Proje neredeyse bitmişti; sadece birkaç detay kalmıştı.
02
pratik olarak, uygulamalı bir şekilde
in a practical manner
Örnekler
He was practically the boss during the manager's absence.
Müdürün yokluğunda pratikte patron oydu.
They live practically next door to each other.
Neredeyse birbirlerinin yanında yaşıyorlar.
Leksikal Ağaç
practically
practical
practice



























