practical
Örnekler
The engineer proposed a practical solution to the problem.
Mühendis, soruna pratik bir çözüm önerdi.
Her practical approach to time management helped her stay organized.
Zaman yönetimindeki pratik yaklaşımı, organize kalmasına yardımcı oldu.
02
uygulanabilir
focused on actions and real-life use, rather than on just ideas or theories
Örnekler
The course focused on practical skills such as problem-solving and decision-making.
Kurs, problem çözme ve karar verme gibi pratik becerilere odaklandı.
She gained practical experience through internships during her college years.
Üniversite yıllarında stajlar sayesinde pratik deneyim kazandı.
03
pratik, işlevsel
having a design or use that effectively serves a specific need
Örnekler
She wore practical shoes for the long hike.
Uzun yürüyüş için pratik ayakkabılar giydi.
They chose practical furniture that was both comfortable and durable.
Hem rahat hem de dayanıklı olan pratik mobilyaları seçtiler.
04
pratik, işlevsel
being actually such in almost every respect
Örnekler
She ’s very practical and always finds solutions that work in real life.
O çok pratik ve her zaman gerçek hayatta işe yarayan çözümler bulur.
His practical approach helped us save time and money on the project.
Onun pratik yaklaşımı, projede zaman ve paradan tasarruf etmemize yardımcı oldu.
Leksikal Ağaç
impractical
practicality
practically
practical
practice
