potent
01
güçlü
having great power, effectiveness, or influence to produce a desired result
Örnekler
The medicine had a potent effect, relieving her pain within minutes.
İlacın güçlü bir etkisi oldu, ağrısını dakikalar içinde hafifletti.
The potent message in the film inspired many to take action.
Filmdeki güçlü mesaj, birçok kişiyi harekete geçmeye teşvik etti.
02
iktidarlı
possessing great strength or authority
Örnekler
The potent storm caused widespread damage across the region.
Güçlü fırtına bölge genelinde yaygın hasara neden oldu.
The potent leader commanded the respect of all his followers.
Güçlü lider, tüm takipçilerinin saygısını kazandı.
03
güçlü, kuvvetli
(of a male) capable of copulation
Leksikal Ağaç
impotent
multipotent
potently
potent
potence
