Bachelor
Örnekler
As a lifelong bachelor, he enjoys the freedom to travel whenever he pleases.
Ömür boyu bekar olarak, istediği zaman seyahat etme özgürlüğünün tadını çıkarır.
The party was thrown in honor of the town ’s most eligible bachelor.
Parti, kasabanın en uygun bekârı onuruna verildi.
02
şövalye adayı, bayrak taşıyıcı
a knight of the lowest order; could display only a pennon
03
lisans mezunu, bachelor
someone who has completed a bachelor's degree, an undergraduate academic credential typically earned after three to four years of study
Örnekler
Michael is a bachelor of science in chemistry and works as a research scientist.
Michael, kimya alanında lisans derecesine sahip bir araştırma bilimcisi olarak çalışıyor.
Sarah, a bachelor of arts in English literature, pursued a career in journalism after graduation.
Sarah, İngiliz edebiyatında lisans derecesine sahip, mezun olduktan sonra gazetecilik kariyerine devam etti.
to bachelor
01
bekâr olarak yaşamak, bekâr hayatı sürmek
lead a bachelor's existence
Leksikal Ağaç
bachelorhood
bachelor



























