Bacchanal
01
bacchanal, çılgın eğlence
a party marked by heavy drinking, loud music, and unrestrained behavior
Örnekler
The old mansion hosted a bacchanal each summer, with guests dancing until dawn.
Eski köşk her yaz bir bacchanal düzenlerdi, konuklar şafak sökene kadar dans ederdi.
Word spread about the college bacchanal that left the quad littered with empty cups.
Üniversitenin kampüsünü boş bardaklarla dolduran bacchanal hakkında söylentiler yayıldı.
02
ayyaş, içkici
a person who regularly takes part in heavy drinking sessions
Örnekler
He was known as a bacchanal among his friends, always ready for a pub crawl.
Arkadaşları arasında bir bacchanal olarak bilinirdi, her zaman bir pub turu için hazırdı.
As a true bacchanal, she hosted monthly wine-tasting parties that turned rowdy.
Gerçek bir bacchanal olarak, aylık şarap tadım partileri düzenlerdi ve bunlar gürültülü hale gelirdi.
03
bacchanal, bacchusçu
someone who celebrates with wine and song, in the spirit of the Roman god of wine
Örnekler
At the harvest fair, each bacchanal raised a goblet to Bacchus's health.
Hasat fuarında, her bir bacchanal bir kadeh kaldırarak Bacchus'un sağlığına içti.
The masked bacchanal danced around the bonfire, clutching a tilted flask.
Maskeli bacchanal eğlence ateşinin etrafında dans etti, eğik bir şişeyi tutarak.
bacchanal
01
bacchanal, azgın
(of an event or scene) filled with loud, uncontrolled drinking and revelry
Örnekler
The film 's courtroom scene turned bacchanal when the jury and lawyers broke into song.
Filmin mahkeme sahnesi, jüri ve avukatlar şarkı söylemeye başlayınca bacchanal haline geldi.
She wrote about the bacchanal atmosphere in the streets after the championship win.
Şampiyonluk zaferinden sonra sokaklardaki bacchanal atmosferi hakkında yazdı.



























