Paragon
Örnekler
The organization was a paragon of efficiency, streamlining processes and achieving remarkable productivity.
Organizasyon, verimliliğin bir örneği idi, süreçleri basitleştirerek ve dikkat çekici bir verimlilik elde ederek.
The novel was a paragon of storytelling, seamlessly weaving together complex narratives and captivating readers.
Roman, karmaşık anlatıları kusursuzca bir araya getiren ve okuyucuları büyüleyen bir örnek niteliğindeydi.
Örnekler
She is a true paragon.
O, gerçek bir örnek insandır.
He 's a true paragon, admired by all.
O, herkes tarafından hayran olunan gerçek bir örnek.
03
paragon, kusursuz elmas
an flawless diamond weighing at least 100 carats
Örnekler
The jeweler proudly displayed the paragon in the store window.
Kuyumcu, mağazanın vitrininde paragonu gururla sergiledi.
The rare paragon sparkled brilliantly in the sunlight.
Nadir paragon güneş ışığında parlak bir şekilde parlıyordu.



























