Epitome
Örnekler
She was the epitome of youthful exuberance with her constant energy and smiles.
Sürekli enerjisi ve gülümsemeleriyle gençlik coşkusunun tam bir örneğiydi.
Their restored Victorian home was the epitome of elegant vintage charm.
Onların restore edilmiş Viktorya evi, şık vintage cazibenin mükemmel örneğiydi.
02
özet
a concise summary that captures the core substance and significance of a longer work
Örnekler
The movie 's promotional trailer offered a thrilling 120-second epitome of what viewers could experience in its two-hour runtime.
Filmin tanıtım fragmanı, izleyicilerin iki saatlik süresinde deneyimleyebileceklerinin heyecan verici 120 saniyelik bir özetini sundu.
Her dissertation abstract proved a perfect epitome by mirroring the thesis, methods, results and implications of the original work.
Tez özeti, orijinal çalışmanın tezini, yöntemlerini, sonuçlarını ve etkilerini yansıtarak mükemmel bir özet olduğunu kanıtladı.
Leksikal Ağaç
epitomize
epitome
