oppressive
01
baskıcı, zalim
having an unfair or harsh control over others, often involving cruelty or severe restrictions
Örnekler
The oppressive government regime suppressed freedom of speech.
Baskıcı hükümet rejimi ifade özgürlüğünü bastırdı.
The oppressive rules and regulations stifled creativity in the workplace.
Baskıcı kurallar ve düzenlemeler iş yerinde yaratıcılığı boğdu.
02
baskıcı, ezici
weighing heavily on the senses or spirit
Örnekler
The oppressive heat made it hard to stay outdoors for long.
Baskıcı sıcak, uzun süre dışarıda kalmayı zorlaştırdı.
They canceled the hike due to the oppressive weather conditions.
Baskıcı hava koşulları nedeniyle yürüyüşü iptal ettiler.
Leksikal Ağaç
oppressively
oppressiveness
oppressive
oppress
