onward
Örnekler
They marched onward through the storm.
Fırtınanın içinden ileriye doğru yürüdüler.
The hikers continued onward, despite the heavy rain.
Yürüyüşçüler, şiddetli yağmura rağmen ileri doğru devam ettiler.
Örnekler
From this day onward, he vowed to live a healthier life.
Bu günden itibaren, daha sağlıklı bir yaşam sürmeye yemin etti.
Starting now onward, meetings will be held weekly.
Şu andan itibaren, toplantılar haftalık olarak yapılacak.
1.2
ileri, daha ileri
toward a greater or more advanced level, continuing progress or improvement
Örnekler
With every project, he moved onward in his career.
Her projeyle birlikte, kariyerinde ileriye doğru ilerledi.
Her skills improved onward with each passing year.
Becerileri her geçen yılla birlikte ileriye doğru gelişti.
onward
01
sürekli, durmaksızın
progressing or advancing without halting or stopping
Örnekler
The onward progress of the expedition was steady despite the weather.
Keşif gezisinin ilerleyişi hava durumuna rağmen istikrarlıydı.
The onward push of technology continues to shape our lives.
Teknolojinin ilerleyen itişi hayatlarımızı şekillendirmeye devam ediyor.



























