noticeable
01
görünür, dikkat çekici
having qualities that make something easily seen or recognized
Örnekler
The stain on his shirt was noticeable from across the room.
Gömleğindeki leke odanın diğer tarafından fark edilebilir durumdaydı.
The temperature drop was noticeable as soon as the sun set.
Güneş battığında sıcaklık düşüşü farkedilir hale geldi.
02
farkedilebilir
worthy of attention or recognition due to its distinct characteristics
Örnekler
The restaurant is noticeable for its unique decor and vibrant atmosphere.
Restoran, benzersiz dekorasyonu ve canlı atmosferiyle dikkat çekici.
The historical monument is noticeable for its intricate carvings and impressive architecture.
Tarihi anıt, karmaşık oymaları ve etkileyici mimarisi ile dikkat çekicidir.
Leksikal Ağaç
noticeability
noticeableness
noticeably
noticeable
notice
