Noise
01
gürültü
sounds that are usually unwanted or loud
Örnekler
The construction site generated a lot of noise, disrupting the neighborhood.
İnşaat sahası çok fazla gürültü üretti ve mahalleyi rahatsız etti.
The children were making too much noise, so the teacher asked them to quiet down.
Çocuklar çok fazla gürültü yapıyordu, bu yüzden öğretmen onlardan sessiz olmalarını istedi.
02
gürültü, patırtı
the auditory experience of sound that lacks musical quality; sound that is a disagreeable auditory experience
03
gürültü, düzensizlik
the quality of lacking any predictable order or plan
04
gürültü, parazit
confusion or lack of clarity caused by irrelevant information or trivial remarks
Örnekler
The report contained a lot of noise, making it difficult to extract the key findings.
Raporda çok fazla gürültü vardı, bu da temel bulguları çıkarmayı zorlaştırıyordu.
In the midst of all the noise on social media, she struggled to find credible sources.
Sosyal medyadaki tüm gürültünün ortasında, güvenilir kaynaklar bulmakta zorlandı.
05
gürültü, patırtı
a loud outcry of protest or complaint
06
gürültü, parazit
electrical or acoustic activity that can disturb communication
to noise
01
gürültü çıkarmak, ses çıkarmak
emit a noise
Leksikal Ağaç
noiseless
noisy
noise
