Mustard
01
hardal
a cold yellow or brown condiment with a hot taste taken from the seeds of a small plant with yellow flowers
Örnekler
She spread a dollop of mustard on her sandwich for an extra kick.
Ekstra bir dokunuş için sandviçine bir parça hardal sürdü.
You ca n't have a classic hot dog without a generous squeeze of mustard on top.
Üzerine cömert bir sıkım hardal olmadan klasik bir sosisli sandviçiniz olamaz.
02
hardal otu
a pungent herb commonly used for its distinctive flavor and aroma
Örnekler
She sautéed mustard leaves with garlic.
Izgara etleri için lezzetli bir sos yapmak için toz hardalı diğer otlarla karıştırdı.
Mustard greens are popular in Southern cooking.
Çıtır bir doku ve hafif bir baharatlık için salatasına hardal filizleri attı.
03
hardal
any of several cruciferous plants of the genus Brassica
Örnekler
Farmers grow mustard for seeds and greens.
Mustard plants are part of the cruciferous family.
mustard
01
hardal rengi
having a dull, dark yellow color
Örnekler
He bought a mustard scarf to match his coat.
Mustard fabrics were popular in 1970s fashion.
