microscopic
01
mikroskobik
related to techniques or activities performed with a microscope to observe extremely small objects
Örnekler
The scientist conducted a microscopic examination of the tissue samples to identify abnormalities.
Bilim insanı, anormallikleri tespit etmek için doku örneklerinin mikroskobik incelemesini yaptı.
She specialized in microscopic analysis to study cellular structures.
Hücresel yapıları incelemek için mikroskobik analizde uzmanlaştı.
Örnekler
The microscopic organisms in the pond water were revealed under the microscope, displaying a hidden world of tiny life forms.
Gölet suyundaki mikroskobik organizmalar, mikroskop altında ortaya çıkarak, küçük yaşam formlarının gizli bir dünyasını sergiledi.
The microscopic cracks in the foundation were only visible upon close inspection.
Temeldeki mikroskopik çatlaklar yalnızca yakından inceleme ile görülebiliyordu.
03
çok küçük, mikroskobik
extremely small in amount
Örnekler
The company ’s profit margin was microscopic compared to last year.
Şirketin kar marjı geçen yıla kıyasla mikroskobik idi.
Despite his efforts, the difference in weight was almost microscopic.
Çabalarına rağmen, ağırlıktaki fark neredeyse mikroskobikti.
Leksikal Ağaç
submicroscopic
microscopic



























