to assent
01
kabul göstermek, onaylamak
to agree to something, such as a suggestion, request, etc.
Intransitive: to assent to a suggestion or request
Örnekler
During the meeting, members of the committee were asked to assent to the proposed changes in the project plan.
Toplantı sırasında, komite üyelerinden proje planındaki önerilen değişikliklere onay vermeleri istendi.
In a democratic process, citizens cast their votes to assent to or dissent from proposed legislation.
Demokratik bir süreçte, vatandaşlar önerilen mevzuatı onaylamak veya reddetmek için oylarını kullanırlar.
Assent
01
onama, kabul
an expression of agreement with something, often used to indicate endorsement
Örnekler
The board gave its assent to the new policy.
Kurul, yeni politikaya onayını verdi.
She nodded in silent assent, agreeing to the plan.
O, planı kabul ederek sessiz bir onayla başını salladı.
Leksikal Ağaç
assenter
assenting
assent
