Assembly
01
toplantı
the act of gathering together to achieve a common goal
1.1
meclis, toplantı
a public facility to meet for open discussion
02
montaj, birleştirme
the procedure of putting together the component parts of a machinary
Örnekler
The assembly of the car engine took six hours.
Montaj altı saat sürdü.
Workers on the assembly line install each part in sequence.
Montaj hattındaki işçiler her parçayı sırayla takar.
03
montaj
a group of parts that have been put together to form a unit
Örnekler
The bicycle came as an assembly of parts that needed to be assembled at home.
Bisiklet, evde monte edilmesi gereken parçalardan oluşan bir montaj olarak geldi.
The car engine was a complex assembly of various components.
Araba motoru, çeşitli bileşenlerden oluşan karmaşık bir montajdı.
3.1
montaj, birleşim
a group of machine parts that fit together to form a self-contained unit
04
meclis
a group of people who come together regularly to achieve a particular goal
Örnekler
A large assembly gathered to discuss the new policies.
Yeni politikaları tartışmak için büyük bir meclis toplandı.
He addressed the assembly with a powerful speech.
Güçlü bir konuşmayla meclise hitap etti.
4.1
meclis, parlamento
a group of elected individuals who gather regularly to make decisions and pass laws, typically as part of a legislative or governing body
Örnekler
The national assembly met to discuss new tax reforms proposed by the government.
Ulusal meclis, hükümet tarafından önerilen yeni vergi reformlarını tartışmak üzere toplandı.
Members of the assembly voted on the healthcare bill after hours of debate.
Meclis üyeleri, saatlerce süren tartışmanın ardından sağlık yasa tasarısını oyladı.
05
genel toplantı (tüm öğrenci ve öğretmenlerin katıldığı)
the teacher student conventions that are held in the morning or afternoon in the school
Leksikal Ağaç
disassembly
reassembly
assembly
