List
01
liste
a series of written or printed names or items, typically one below the other
Örnekler
John checked the list of ingredients before starting to cook.
John pişirmeye başlamadan önce malzemelerin listesini kontrol etti.
Sarah made a grocery list before going to the supermarket.
Sarah süpermarkete gitmeden önce bir alışveriş listesi yaptı.
02
eğim, yatık
the property possessed by a line or surface that departs from the vertical
to list
01
listelemek
to write down information, such as names or items, often in a specific order, to make it easier to refer to later
Transitive: to list information
Örnekler
She listed all the items she needed to buy from the grocery store before heading out.
Çıkmadan önce marketten alması gereken tüm ürünleri listeledi.
The secretary frequently lists tasks in the agenda for the team meeting.
Sekreter, ekip toplantısı için gündemdeki görevleri sık sık listeler.
02
kaydetmek, listelemek
to include someone or something on a list by officially adding them or registering them
Transitive: to list sb/sth
Örnekler
He was listed as a participant in the marathon race.
Maraton yarışına katılımcı olarak listelendi.
They listed the new employees in the company directory.
Yeni çalışanları şirket rehberine kaydettiler.
03
sıralamak, listelemek
to enumerate items by naming or counting them one by one
Transitive: to list sth
Örnekler
I listed the pros and cons of moving to a new city.
Yeni bir şehre taşınmanın artılarını ve eksilerini listeledim.
She listed the things she wanted to do over the weekend.
Hafta sonu yapmak istediği şeyleri listeledi.
04
eğilmek, yatmak
to lean or tilt toward one side
Intransitive
Örnekler
The ship listed as the storm intensified, causing concern among the crew.
Fırtına şiddetlendikçe gemi yatırdı, bu da mürettebat arasında endişeye neden oldu.
The building began to list after years of foundation damage.
Bina, yıllar süren temel hasarından sonra eğilmeye başladı.
05
eğmek, yatırmak
to cause something to lean or tilt toward one side
Transitive: to list sth
Örnekler
The strong wind listed the boat to one side as it sailed across the lake.
Güçlü rüzgar, gölde yelken açarken tekneyi bir tarafa yatırdı.
The heavy load listed the truck slightly to the right.
Ağır yük, kamyonu hafifçe sağa doğru eğdi.
Leksikal Ağaç
listless
list
