abundant
Örnekler
The garden was filled with abundant flowers of every color.
Bahçe her renkten bol çiçeklerle doluydu.
Our local market offers abundant fresh fruits and vegetables year-round.
Yerel pazarımız yıl boyunca bol miktarda taze meyve ve sebze sunar.
Örnekler
The region is an abundant land, rich in natural resources and fertile soil.
Bölge, doğal kaynaklar ve verimli topraklarla zengin, bol bir topraktır.
The forest was abundant with diverse wildlife, teeming with birds and animals.
Orman, çeşitli yaban hayatıyla bol idi, kuşlar ve hayvanlarla doluydu.
Leksikal Ağaç
abundantly
overabundant
abundant
abund



























