to let up
[phrase form: let]
01
hafiflemek, azalmak
to become less intense or strong
Örnekler
The heavy rain let up after a few hours, giving way to sunny skies.
Şiddetli yağmur birkaç saat sonra hafifledi, yerini güneşli gökyüzüne bıraktı.
The intensity of the earthquake let up after the initial tremors, causing less damage than initially feared.
Depremin şiddeti ilk sarsıntılardan sonra azaldı, başlangıçta korkulandan daha az hasara neden oldu.
02
hafifletmek, azaltmak
to reduce the amount of work or effort being expended
Örnekler
The construction workers let up on their work for a lunch break.
İnşaat işçileri öğle molası için çalışmalarını azalttılar.
The student let up on their studies for a while to relax and recharge.
Öğrenci, rahatlamak ve enerji toplamak için bir süre çalışmalarını azalttı.
