to diminish
Örnekler
The effects of the medication gradually diminish over time.
İlacın etkileri zamanla azalır.
Resources are currently diminishing due to increased demand.
Kaynaklar şu anda artan talep nedeniyle azalıyor.
02
azaltmak, küçültmek
to lessen the perceived value, significance, or importance of someone or something
Transitive: to diminish sb/sth
Örnekler
The company 's unethical practices have diminished its reputation in the industry and among consumers.
Şirketin etik olmayan uygulamaları, sektörde ve tüketiciler arasında itibarını azalttı.
The discovery of flaws in the research methodology diminished the credibility of the study's findings.
Araştırma metodolojisindeki kusurların keşfi, çalışmanın bulgularının güvenilirliğini azalttı.
03
azalmak, önemini yitirmek
to become less significant or decrease in importance over time
Intransitive
Örnekler
As the years went by, the historical significance of the event began to diminish.
Yıllar geçtikçe, olayın tarihsel önemi azalmaya başladı.
Her influence in the company started to diminish after she left the leadership role.
Şirketteki etkisi, liderlik rolünden ayrıldıktan sonra azalmaya başladı.
Leksikal Ağaç
diminished
diminishing
diminishment
diminish



























