Impasse
01
zor durum
a difficult situation in which opposing parties cannot reach an agreement
Örnekler
Negotiations reached an impasse after both sides refused to budge.
Müzakereler, iki taraf da geri adım atmayı reddettikten sonra bir çıkmaza ulaştı.
The peace talks ended in an impasse, with no clear path forward.
Barış görüşmeleri bir çıkmaz ile sonuçlandı ve ileriye dönük net bir yol yok.
02
çıkmaz sokak
a dead-end street
Örnekler
Their house is located at the end of a quiet impasse.
Evleri, sessiz bir çıkmaz sokağın sonunda yer alır.
The delivery truck got stuck in a narrow impasse.
Teslimat kamyonu dar bir çıkmaz sokakta sıkışıp kaldı.



























