immediately
01
hemen, derhal
in a way that is instant and involves no delay
Örnekler
After hearing the news, he immediately returned home.
Haberleri duyduktan sonra hemen eve döndü.
He immediately regretted his decision.
Kararını hemen pişman oldu.
Örnekler
The restaurant is immediately next to the train station.
Restoran, tren istasyonunun hemen yanındadır.
She sat immediately behind me during the lecture.
Ders sırasında hemen arkamda oturdu.
Örnekler
The manager is immediately responsible for the team's performance.
Yönetici, ekibin performansından doğrudan sorumludur.
This decision will immediately affect our budget for next year.
Bu karar, gelecek yılki bütçemizi anında etkileyecek.
immediately
01
hemen ardından, derhal
used to indicate that an action or event follows another one without delay or hesitation
Dialect
British
BritishÖrnekler
She turned off the stove immediately the water started boiling.
Su kaynamaya başlar başlamaz ocağı hemen kapattı.
He apologized immediately he realized his mistake.
Hatasını fark ettiği anda özür diledi.
Leksikal Ağaç
immediately
immediate
mediate
medi
