hypothetical
01
varsayımsal
based on a suggested idea or theory and not necessarily true or proven
Örnekler
The discussion about what might happen if they won the lottery was purely hypothetical.
Piyangoyu kazanırlarsa ne olabileceği hakkındaki tartışma tamamen varsayımsaldı.
In the hypothetical scenario where time travel is possible, one might consider the implications.
Zaman yolculuğunun mümkün olduğu varsayımsal senaryoda, biri etkileri düşünebilir.
Hypothetical
01
varsayım
a possible idea, scenario, or assumption that is not real but imagined for discussion or analysis
Örnekler
Let ’s consider a hypothetical where time travel is possible.
Zaman yolculuğunun mümkün olduğu bir varsayımsal durumu ele alalım.
The professor presented a hypothetical to explore ethical dilemmas.
Profesör, etik ikilemleri keşfetmek için bir varsayımsal sundu.
Leksikal Ağaç
hypothetically
hypothetical
