speculative
01
spekülatif
according to opinions or guesses instead of facts or evidence
Örnekler
The article contained speculative theories about the origins of the universe.
Makale, evrenin kökenleri hakkında spekülatif teoriler içeriyordu.
The stock market is highly speculative, with investors making decisions based on predictions rather than concrete data.
Borsa oldukça spekülatif, yatırımcılar somut veriler yerine tahminlere dayalı kararlar alıyor.
02
spekülatif, sorgulayıcı
having a questioning curiosity or doubt
Örnekler
She gave him a speculative look, wondering if he was hiding something.
Ona, bir şeyler saklayıp saklamadığını merak ederek ona spekülatif bir bakış attı.
His tone was speculative, as he questioned the validity of the new theory.
Yeni teorinin geçerliliğini sorgularken, tonu spekülatif idi.
03
spekülatif, riskli
involving high financial risk with the potential for significant loss, often without a guaranteed return
Örnekler
His investment in cryptocurrency was highly speculative, with no certainty of profit.
Kripto para yatırımı oldukça spekülatif idi, kar garantisi yoktu.
The stock market can be a speculative venture, especially during periods of volatility.
Borsa, özellikle dalgalı dönemlerde spekülatif bir girişim olabilir.
Leksikal Ağaç
speculatively
speculativeness
speculative
speculate
specul
