appropriate
Örnekler
Wearing casual attire is appropriate for a picnic.
Piknik için gündelik kıyafet giymek uygundur.
Using formal language is appropriate in a business meeting.
Resmi dil kullanmak bir iş toplantısında uygundur.
to appropriate
01
kendine mal etmek, zimmetine almak
to take something for one's own use, especially illegally or without the owner's permission
Transitive: to appropriate sth
Örnekler
The employee was fired for appropriating company funds for personal expenses.
Çalışan, şirket fonlarını kişisel harcamalar için kendine mal ettiği için işten çıkarıldı.
Artifacts were stolen from the museum, and the thieves were caught appropriating cultural heritage.
Müzeden eserler çalındı ve hırsızlar kültürel mirası kendilerine mal etmeye çalışırken yakalandı.
Örnekler
The government decided to appropriate funds for the new healthcare program.
Hükümet, yeni sağlık programı için fon ayırmaya karar verdi.
The charity has appropriated a portion of the donations for disaster relief.
Hayır kurumu, bağışların bir kısmını afet yardımı için ayırmıştır.
Leksikal Ağaç
appropriately
appropriateness
inappropriate
appropriate



























