heterogeneous
Örnekler
The city 's population was heterogeneous, comprising people from various cultural backgrounds.
Şehrin nüfusu heterojen idi, çeşitli kültürel geçmişlerden gelen insanlardan oluşuyordu.
The salad was heterogeneous, containing a mix of vegetables, fruits, and nuts.
Salata heterojen idi, içinde sebzeler, meyveler ve kuruyemişler karışımı vardı.
02
vücudun dışında oluşan
introduced from external sources
Örnekler
Researchers measured lung function decline after inhalation of heterogeneous particulates in urban smog.
Araştırmacılar, kentsel duman içindeki heterojen partiküllerin solunmasından sonra akciğer fonksiyonundaki düşüşü ölçtü.
The patient 's infection was traced to a heterogeneous pathogen carried in contaminated water.
Hastanın enfeksiyonu, kirli suda taşınan heterojen bir patojene kadar izlendi.
Leksikal Ağaç
heterogeneousness
heterogeneous
heterogene
