gummy
gu
ˈgə
ge
mmy
mi
mi
British pronunciation
/ɡˈʌmi/

"gummy"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

gummy
01

yapışkan, cıvık

having a sticky quality, often resembling a gel-like texture
example
Örnekler
After the rain, the pavement felt gummy under my shoes.
Yağmurdan sonra, kaldırım ayakkabılarımın altında yapışkan hissettirdi.
She found a gummy residue on her fingers after handling the adhesive tape.
Yapışkan bantı tuttuktan sonra parmaklarında yapışkan bir kalıntı buldu.
02

dişsiz, görünür dişleri olmayan

lacking teeth or having no visible teeth
example
Örnekler
The puppy had a gummy smile that made everyone laugh.
Yavru köpeğin dişsiz bir gülümsemesi vardı ve bu herkesi güldürdü.
As he aged, his once-bright smile became gummy and less defined.
Yaşlandıkça, bir zamanlar parlak olan gülümsemesi dişsiz ve daha az belirgin hale geldi.
Gummy
01

sakız, jelibon

a type of candy that is chewy and often flavored, typically made from gelatin
example
Örnekler
The kids were excited to choose a gummy from the candy store.
Çocuklar şeker dükkanından bir sakızlı şeker seçmek için heyecanlıydı.
She filled her bag with different flavors of gummy at the fair.
O, fuarda çantasını farklı lezzetlerde sakızlarla doldurdu.
02

kenevirli sakız şeker, esrar katkılı jelibon

a chewy, candy-like edible infused with cannabis
SlangSlang
example
Örnekler
I took a gummy before the flight, and it knocked me out.
Uçuştan önce bir sakızlı şeker aldım ve beni bayılttı.
She brought a bag of THC gummies to the cabin trip.
O, kulübe gezisine bir torba THC sakızı getirdi.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store