Anomaly
01
kuraldışılık
something that deviates from what is considered normal, expected, or standard
Örnekler
Scientists were puzzled by the orbital anomaly of a newly discovered asteroid that did n't fit theories of planetary motion.
Bilim insanları, gezegen hareketi teorilerine uymayan yeni keşfedilen bir asteroitin yörünge anomalisi karşısında şaşkına dönmüştü.
Election officials flagged several discrepancies and anomalies in vote tallies across different precincts that warranted an audit.
Seçim görevlileri, farklı bölgelerdeki oy sayımlarında bir denetimi gerektiren çeşitli tutarsızlıklar ve anomaliler tespit etti.
02
anomali, gerçek anomali
(astronomy) a planet's angular distance from its perihelion, as seen from the sun
Örnekler
Astronomers calculated Mars 's anomaly to predict its position.
Gökbilimciler Mars'ın konumunu tahmin etmek için anomalisini hesapladılar.
The anomaly helped determine the planet's orbital speed.
Anomali, gezegenin yörünge hızını belirlemeye yardımcı oldu.
03
anomali, istisna
a person whose traits or behavior are highly unusual
Örnekler
The child prodigy was an anomaly among his peers.
Çocuk dâhi, akranları arasında bir anomali idi.
She was an anomaly in the male‑dominated industry.
O, erkek egemen endüstride bir anomaliydi.



























