anguished
01
acı çeken, ıstırap içindeki
experiencing or expressing severe physical or emotional pain
Örnekler
The anguished cries of the wounded soldiers resonated across the desolate battlefield, a haunting chorus of pain and despair.
Yaralı askerlerin ıstırap dolu çığlıkları, ıssız savaş alanında yankılandı, acı ve umutsuzluğun ürpertici bir korosu.
Witnessing the anguished expression on her face, he realized the depth of emotional turmoil she had been concealing.
Yüzündeki ıstırap dolu ifadeyi görünce, sakladığı duygusal çalkantının derinliğini fark etti.
