Forgery
01
kalpazanlık
the criminal act of making a copy of a document, money, etc. to do something illegal
Örnekler
The suspect was charged with forgery after he tried to cash in a fake check.
Şüpheli, sahte bir çeki bozdurmaya çalıştıktan sonra sahtecilik suçlamasıyla karşı karşıya kaldı.
The police discovered a large-scale forgery operation producing counterfeit bills in the basement of an abandoned building.
Polis, terk edilmiş bir binanın bodrumunda sahte para üreten büyük çaplı bir sahtecilik operasyonu keşfetti.
02
sahtecilik, taklit
a copied item, typically made with the intent to deceive
Örnekler
The document was deemed a forgery after experts examined it.
Uzmanların incelemesinden sonra belge bir sahtecilik olarak değerlendirildi.
He was caught with a forgery of a famous artist's work.
Ünlü bir sanatçının eserinin sahtesi ile yakalandı.
Leksikal Ağaç
forgery
forge
