to foresee
01
öngörmek
to know or predict something before it happens
Transitive: to foresee a future event
Örnekler
Despite all their planning, they did n't foresee the power outage during the event.
Tüm planlamalarına rağmen, etkinlik sırasındaki elektrik kesintisini öngöremediler.
After studying the market trends, he could foresee a drop in sales.
Pazar eğilimlerini inceledikten sonra, satışlarda bir düşüşü öngörebildi.
Leksikal Ağaç
foreseeable
foresee
fore
see
