fizzy
Örnekler
The fizzy soda provided a refreshing burst of carbonation on a hot day.
Gazlı soda, sıcak bir günde ferahlatıcı bir karbonat patlaması sağladı.
She enjoyed sipping on a fizzy lemonade, delighting in its tangy sweetness and effervescence.
O, gazlı bir limonatayı yudumlamaktan hoşlanıyordu, ekşi tatlılığı ve köpüklülüğüyle keyif alıyordu.
02
köpüklü, enerjik
having a lot of energy or excitement
Örnekler
The fizzy atmosphere at the concert made it unforgettable.
Konserdeki coşkulu atmosfer onu unutulmaz kıldı.
The fizzy new wave pop song had everyone dancing.
Enerjik yeni dalga pop şarkısı herkesi dans ettirdi.
Leksikal Ağaç
fizzy
fizz
